
Tasarımın gücünü doğrulamak için DSÖ Bağlamsal Engellilik tanımının Güçlü Politika Platformunu kullanmak
Valerie FLETCHER, İcra Direktörü, İnsan Merkezli Tasarım Enstitüsü
Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) 2001 yılında ortaya koyduğu “Uluslararası İşlev, Engellilik ve Sağlık Sınıflandırması” (ICF), küresel olarak engelliliğin kapsamını ifade etmek için mevcut altın standarttır. Eğer bir kişi tipik bir ömür yaşıyorsa, bir yetisindeki zayıflamanın veya eksikliğin evrensel bir insan durumu olduğu şeklindeki temel önermeyle başlamaktadır. İşlevsel sınırlamanın dinamik olduğunu ve sosyal rollere katılım açısından anlaşılması gerektiğini ileri sürmektedir. Ayrıca fonksiyonel yeteneği belirleyen engelleri ve kolaylaştırıcıları unsurları tanımlayabilmek için fiziksel ve sosyal bağlamlar da dahil olmak üzere çevresel faktörlere bakmaya ihtiyaç vardır. Tasarım sosyal bir sanattır ve fiziksel, bilgi, iletişim, politika, hizmet ve davranış ortamlarını içeren insan bağlamını yaratır. Değişebilirdir. Bizler, sınırlamaları en aza indiren ve herkesin bağımsız hayatlar yaşamasına izin veren kolaylaştırıcı bağlamlar tasarlayabiliriz.
En başından beri, DSÖ ICF, Kapsayıcı Tasarımı olumlu bir etki gerçekleştirmek için en umut verici çalışma alanı olarak onaylamaktadır.
Fletcher, bu sunumda İnsan Merkezli Tasarım Enstitüsü’nün (IHCD) proje, kurumsal, kamu kurumu ve hükümet düzeylerinde politika geliştirmeye özellikle odaklanan uygulamalarından örnekler paylaşacaktır. Uygulama örnekleri arasında toplu taşıma, çok aileli konutlar, müzeler, kamu parkları ve belediyeler yer alacaktır.
Bununla birlikte, IHCD’nin doğrudan kullanıcı/uzman etkileşimiyle bağlamsal sorgulama araştırma yönteminin örneklerini de sunarak mevcut fiziksel, dijital ve hizmet ortamlarını değerlendirmek için neyin işe yaradığını ve neyin yaramadığını; bu sayede de çözümleri tasarlamayı destekleyecek verinin oluşturulmasında neyin başarısız olduğunu değerlendirecektir. Tekerlekli sandalye kullanmamakla birlikte yürümede zorluk, az görmeye sahip yasal körlük, işitme kaybı ve beyin işlevini etkileyen koşullar yelpazesi olmak üzere, standartlarda ve kanunda nadiren yer alan ancak yaygınlığı yüksek olan koşullara özellikle dikkat çekecektir. Kapsayıcı tasarımın kritik bir rolü ise, bu koşulların normalliğini öngörmek ve erişilebilir bir tasarımın dayanağının ötesinde olabilecek tasarım çözümlerini ortaya koyabilmektir.
Valerie FLETCHER
Fletcher, “Uyarlanabilir Ortamlar” olarak kurulan İnsan Merkezli Tasarım Enstitüsü'nün (IHCD) 1998'den beri İcra Direktörüdür. Ayrıca uluslararası düzeyde yazmakta, eğitim vermekte ve çalışmaktadır. ABD'de ve küresel ölçekte, kamu ve özel kuruluşların danışmanlık ve tasarım hizmetlerini denetlemektedir. Fiziksel, duyusal veya beyin temelli işlevsel sorunlar konusunda yaşanmış deneyime sahip 500'den fazla kişinin bulunduğu IHCD Kullanıcı/Uzman Laboratuvarı'nı kurmuştur. Araştırma odağı; zihinsel sağlık, nörolojik çeşitlilik, öğrenme güçlükleri, beyin hasarı ve bilişsel sınırlamalar da dahil olmak üzere, beyin işlevini etkileyen koşulların artan yaygınlığı hakkında tasarım sürecini destekleyecek bilgiyi üretmektir.
Fletcher'ın kariyeri, tasarım ve sosyal adalet arasında bölünmüştür. Irkçılık ve halk ruh sağlığı alanındaki sosyal adalet çalışması, katılımcı etkileşimine odaklanmıştır.
Bununla birlikte, BM Ekonomik ve Sosyal İşler Dairesi'nin Özel Danışmanlığını sürdürmektedir. Japonya'daki Uluslararası Evrensel Tasarım Birliği'nin (IAUD) Kuzey Amerika temsilcisidir. Fletcher, Harvard Üniversitesi'nden etik ve kamu politikası alanında yüksek lisans derecesine sahiptir. Boston Mimarlar Derneği, onu 2005 yılında Tasarımda Kadın ödülüne layık görmüştür. Ayrıca Boston Mimarlık Yüksekokulu Mütevelli Heyeti üyesidir.